9 Temmuz 2013 Salı

Varsayın Ki İnsansız Hava Alanı Dünya

İşte o gün bir sessizlik oluverdi bütün seslerin içinde. Kimse ne olduğunu anlayamamıştı. Kimse sessizlğin nereden geldiğini de... Yolun öbür tarafında hayat bütün karmaşıklığı ve yorgunluğuyla devam ediyorken, beri ki tarafta aniden birşeyler olmuştu.
Her şeyin bir sonu vardır. Her iyi şeyin olduğu gibi her kötü şeyinde bir sonu. 
Sayfalarca kitap okumanın, makale karıştırmanın , defalarca büyük eylemlerden geçmenin, kilometrelerce yol yürümenin aslında bir durma biçimi olduğunu işte o gün o sessizlik içinde anladı dünya. Bir sessizlik ki aslında büyük ve görülmemiş bir şeyin haykırışı. Parkta yerin tam ortasında boş bir çukur, yerinden yeni edilmiş bir ağacın mezarı. Toprak taze koku salıyor ölüsünün ardından. Oysa bütün mezarlar doludur...
Korkunun ecele fayda etmediği gün gibi, aydınlık gibi açığa çıktı o gün. Bir büyük haykırış, çivisi çıkmış her şeye, herkese karşı yapılmış, eşi benzeri olmayan. Her yerden geliyor insanlar topraklarından sürülmüşler, yalnızlaştırılmışlar,ötekileştirilmişler, içkisine, çocuğuna, hatta olmamışına karışılmışlar yani kendinden olmayan ve hatta kendinden olanlar (kendi deyimiyle) dahil herkes.
#direngezi ile başladı ve büyüdü kocaman bir direnişin simgesi oldu. Demokrasi ve insan haklarının büyük bir yürüyüşü oldu günlerce ve hala olmaya devam ediyor.
Her şey bir çukur ve taze kokusuyla başladı. Koku yayıldı, kokuyla uyandı uykudan...

2 Ocak 2013 Çarşamba

hayat, varlığımızın taze kokusunu almak gibi bir şey...

Yeni bir yıla daha girdik. Henüz çok başlarındayız. Hayatımızda ki kötülüklerden arınmak iyiliğe ve doğruluğa yakın durarak ilerlemekte fayda var. Dünya çok yara aldı. Mutlu insanların  sayısı çok az ve artık gittikçe azalmaya devam ediyor. Yeni yılın ilk gününde çok insan işinden oldu. İşsizlikleri yüzlerine bir tokat gibi yılın ilk gününde çarptı. Vicdanlar yoksul kalmaya devam etti.
Yalnızca işsizlik değil üstelik bu ülkenin 2013 yılına devrettiği dertler. Saymakla bitmez ama bir kaç tanesi söylemeden de olmaz.
1- Kürt sorunu,
2- İleri demokrasi sorunu,
3- Tutuklu insanların fazlalığı sorunu,
4- Suriye ve Küresel Savaş,
5- Medyanın körlüğü ve dalkavukluğu sorunu vb. gibi.
Yukarıda ki meseleler işin içinden çıkılmaz gibi duruyor üstelik mevcut iktidarın varlığının hayat üzerinde çirkin baskısı ve etkisi daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor.
Bütün bunların yanında henüz ne yaptığına ve yapacağına karar verememiş bir sol güruh. Dünyanın giderek çirkin bir hale geldiği bu günde hiç bir kıpırdanma, silkelenme yok. Küresel akıl tutulması devam ediyor. Dünyanın sadece Latin Amerika tarafı bunun dışında kalıyor. Ortadoğu, Asya, Afrika muazzam yeraltı zenginliklerine rağmen yoksulluğuyla aklı tutulmasının en önemli göstergesi.
Ne konuşsak da önümüzde umut etmekten başka bir çare yok gibi. Ayrıca artık akıl tutulmasından sıyrılmamız lazım. Yoksa bu yoksulluk bizi yiyip bitirecek.
Hayat, varlığımızın taze kokusunu almak gibi bir şeyse eğer kan ve barut kokusu karışmasın.